15 Mayıs 2008 Perşembe

Yeni Eğilimler Sergileri.

Yeni Eğilimler Sergileri.

Yeni Eğilimler Sergileri, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin, çağdaş sanat ortamının dinamiklerini belirlemek, sanatı halkla birleştirmek ve sanatı yaygınlaştırmak amacıyla düzenlediği İstanbul Sanat Bayramı kapsamında yer alan bir sergi etkinlikleri olarak sanat tarihinde uzun yıllar yerini aldı.


1975-76 yılında, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin o günkü koşullarını saptayan ve ileriye yönelik planlar yapmak için Planlama-Programlama Grubu oluşturuldu . Bu grup, 1977 yılında yayımladığı Güzel Sanatlar Üniversitesi perspektivi içinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin geleceği üzerine bir araştırma başlıklı raporla kurumun gelecek yıllardaki yapılanmasına ilişkin önerilerde bulunmuştur.


İlkinin düzenlendiği 1977 yılında 1. İstanbul Sanat Bayramı Kataloğunda amaç şöyle açıklanmıştır:
“Türk sanatına evrensel ilişki boyutları kazandırmak, sanat ortamına canlılık, yoğunluk getirmek, sanatın toplumsal işlevini halkla bütünleşecek bir biçimde ortaya koymak.” Sanat Bayramı’nın temel etkinlikleri olarak sempozyumlar, sergiler, konserler, film ve tiyatro gösterileri de düzenlenmiştir. Sanat Bayramı, tüm sanat dallarının bir arada ele alınması bakımından bütünlükçü bir yapı sergileme amacını taşımaktadır.

İstanbul Sanat Bayramı’nın temel etkinliklerinden biri olan Yeni Eğilimler Sergileri, 1977-1987 yılları arasında, düzenli olarak iki yılda bir gerçekleştirilmiş, ancak Sanat Bayramı’nın kesintiye uğramasıyla Yeni Eğilimler Sergisi’ne de ara verilmiştir. 7. ve son sergi ise, yedi yıl aradan sonra, 1994 yılında açılmıştır.


1. İstanbul Sanat Bayramı Düzenleme Komitesi, “

Prof. Adnan Çoker,

Prof. Hüseyin Gezer,

Prof. Önder Küçükerman,

Prof. Dr. Bülent Özer,

Prof. Esat Süher,

Doç. Mehmet Çubuk

ve Sami Şekeroğlu’ndan oluşmuştur.

1. Yeni Eğilimler Sergisi, 22 Ekim-13 Kasım 1977 tarihleri arasında gerçekleşir. Serginin mekânları, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Osman Hamdi ve Mimar Sinan Salonları, Sinema-Televizyon Enstitüsü, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, Karikatür Müzesi ve Maçka Sanat Galerisi olarak belirlenmiştir.
Sergide ;

Şükrü Aysan

Tamer Akakıncı

Balkan Naci İslimyeli

Osman Dinç ve Serhat Kiraz

Hasan Safkan

Rahmi Aksungur ,

Hayri Karay

Ferit Özşen,

Koray Ariş

Tülay Baytuğ ,

Ergin İnan,

Balkan Naci İslimyeli ,

Asım İşler

N. Fehmi Erdoğdu

Selma Erbayar

Stane Jaodic

Enver Kaljaniç,

Mehmet Asatekin,

İbrahim Akyürek

Ali Cengizkan ,

Alper Uygur

Constantin Ciosu

Stephan Despodoff ödül kazanan sanatçılar olmuşlardır.


24-28 Ekim 1977 tarihleri arasındaki “2000 Yılına Doğru Sanatlar Sempozyumu”yla da büyük yankı uyandıran 1. İstanbul Sanat Bayramı’nı, 15-26 Ekim 1979 tarihleri arasında düzenlenen 2. İstanbul Sanat Bayramı izler.

Düzenleme Komitesi, Prof. Orhan Şahinler,

Prof. Ali Teoman Germaner,

Prof. Mehmet Çubuk,

Öğr. Gör. Nur Koçak,

Dr. Haydar Karabey,

Öğr. Gör. Hilmi Yavuz,

Prof. Sadun Ersin’den oluşan 2. İstanbul Sanat Bayramı, 22-25 Ekim 1979 tarihleri arasında gerçekleşir.


2. Yeni Eğilimler Sergisi, 15 Ekim 1979 tarihinde İDGSA Osman Hamdi ve Mimar Sinan Salonları ile Güzel Sanatlar Parkı’nda açılmış; ana serginin yan etkinlikleri olarak da çok sayıda sergi etkinliği düzenlenmiştir

2. Yeni Eğilimler sergisinde ;

Serhat Kiraz,

Tamer Akakıncı,

Erol Kınalı,

Neşe Erdok,

Mehmet Y. Özel,

Mustafa Ata,

Şenol Yorozlu,

Azade Köker,

Ragıp Erdem,

Ayşe Erkmen,

Mehmet Güleryüz,

Gürel Yontan,

Kemal İskender ödül kazanan sanatçılar olmuşlardır.




3. Yeni Eğilimler Sergisinde;

Nur Koçak

Füsun Onur,

Ve İlgi Adalan ödül kazanan sanatçılar olmuşlardır


4. Yeni Eğilimler Sergisi’nde, diğer üç sergide olduğu gibi ödüller, geleneksel resim ya da heykel yerine “yerleştirme”lere verilmiş,

Gürel Yontan,

Tomur Atagök,

Yılmaz Aysan ödül kazanan sanatçılar olmuşlardır

4. Yeni Eğilimler Sergisi’nin bir bölümünü, Şükrü Aysan’ın girişimiyle düzenlenen “Betiksanat” bölümü oluşturmuştur. Betiksanat’a, Türk sanatçıların yanı sıra, İngiltere, İtalya, Amerika ve Yugoslavya gibi ülkelerden de katılım sağlanmıştır. Uluslararası katılımın sağlanması ve sanatın evrensel boyutlarda tartışmaya açılması bakımından Betiksanat Bölümü, Yeni Eğilimler Sergisi’nin en dikkati çeken girişimlerinden biri olmuştur.

14 Ekim- 8 Kasım 1985 tarihleri arasındaki 5. İstanbul Sanat Bayramı kapsamında, Yeni Eğilimler Sergileri’nin yanı sıra, 14-18 Ekim 1985 tarihleri arasında “Sanat ve Gençlik” Sempozyumu düzenlenmiştir. 1985 yılı, Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Gençlik Yılı ilân edilmiş ve 5. İstanbul Sanat Bayramı’nın ana teması da, bu doğrultuda “Sanat ve Gençlik” olarak belirlenmiştir..

5. Yeni Eğilimler Sergisi’nin seçici kurulu;

Erdağ Aksel,

Mehmet Ergüven,

Saim Bugay,

Neşe Erdok,

Yılmaz Zenger,

Adnan Çoker,

Ergin İnan

ve Özer Kabaş’tan oluşmuştur.

5. Yeni Eğilimler Sergisinde;

Fatoş Beykal-

Lale Özgüder,

Handan Börüteçene,

Balkan Naci İslimyeli,

Mine Terme,

Zekai Ormancı,

Şeyma Reisoğlu,

Haluk Gedik ödül kazanan sanatçılar olmuşlardır.
13 Ekim-6 Kasım 1987 yılları arasında düzenlenen 6. İstanbul Sanat Bayramı’nın yan etkinliği olarak 13-16 Ekim 1987 tarihleri arasında “Sanat ve Kitle İletişimi” Sempozyumu düzenlenmiştir.

Mustafa Ata

Server Demirtaş,

Gülsün Karamustafa,

Gürcan Küçükoğlu

ve Kadri Özayten ödül kazanan sanatçılar olmuşlardır.
3-31 Mart 1994 tarihleri arasında gerçekleşen 7. İstanbul Sanat Bayramı kapsamındaki 7. Yeni Eğilimler Sergileri, Mimar Sinan Üniversitesi Osman Hamdi Salonu ve İstanbul Resim Heykel Müzesi Şeker Ahmet Paşa Salonu’nda gerçekleştirilmiştir.

Fatoş Beykal,

Mustafa Horasan,

Sezai Özdemir,

Hüseyin Suna,

Sinan Demirtaş

Tanju Demirci

Çetin Bilgin ödül kazanan sanatçılar olmuşlardır.













Hiç yorum yok:

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİNDE SERGİ''parçalanmalar''

PARÇALANMALAR.

HİLMİ SEÇKİN.

................................. İmge ; modern süreçlerde temsil ettiğinin rolünü üstlenirken iktidar olma şansını da elinde tutar. Zaman olgusunun kıskacında amaç bütüne yaklaşmaktır. İmgenin dolaşımını irdelemek bir yapıt hakkındaki ip uçlarını ele geçirmemize yarayacaktır.

Öncelikli olarak imge; kendi dışında bir şeyin suretidir ve kendi dışında bir şeyi imlediği anda başka bir şeyi de temsil eder.Kavranılma anında da kendi ile görüneni terk eder. İmge; kendinde temsilin vucut bulmasına ,tanımlanmasına izin vermez. Benzeşim üzerine kurulmuştur.Sanatçının algılama biçim değerleri; yarattıkları boşlukta ne öncesine ne de sonrası bir gerçekliğe şans tanır. Büyü ; o anki boşlukta salınan imgenin zamansız ve mekansızlık ilişkisinin kendini izleyenin bilinç dışında tanımlanmasında oluşur.

Çetin Bilgin’in resimleri şiirsel kurgu ve imgeler üzerine ucu açık tasarımlardır. Resimlerinin anahtar kavramlarından birini de ‘’parçalanma olgusu ‘’ oluşturur.

Paramparça ile start alan parçaların bir araya gelişleri bir bütün olma kaygısı yerine yeniden parçalanma heyecanı ile ihtiyaçları kadar örtüşürler.Yıkım ,kendilerini imha,her zaman parçaların bir birleriyle örtüşmesini amaçlar gibidir .Parçalar yeni bir form kaygısıyla var olabilirlik ihtimaline rağmen ‘’bütün’’ ilişkisini sadece sürpriz geçişlerin yaratılma sürecinde var ederler . Parçalanmalar yeni bir bütünü oluşturmaya veya yeni bir formu somutlaştırmaya çalışmazlar. Parça ve bütün ilişkisinde amaç ortadan kaldırılmıştır. Ucu açık ve her an geri çekilebilir bir ilişkiyi tanımlarlar. İç içe girmiş parçalar bir‘’söylemde’’ bütünler ve yeni bir parçalanmanın ip uçlarını da ele vermekten kaçınmazlar.

Resme başlarkan başından beri var olan parçalanmalar ortada başıboş dolaşan parçalardan bir bütün oldurma kaygısı taşımaz onlara içsel mantığıyla haraket yetisi sağlarlar.Parçalar birbirleri ile sarmalanırken ,birbirlerine boşlukta düşüşün ölüm dokunuşları hakkını tanırlar. Kendi algılama serüveninde ele geçirdiği parçalanmaların birbirlerine geçiş sürelerinde hayat hakkı tanır daha önce köprülerle bir aradalığı oluşturan birliktelikler de yeniden parçalanarak tekrar start aldıkları noktaya gelirler.Sonuç sonsuz önermeler.Bitmemişlik , bir yeniden yaratım olgusuyla gerçekleşir.Parçaların birleşme ve ayrışma serüveninde iktidar olma şansları yoktur.

Bu doğurganlık Çetin Bilgin’e sürekli bir üretim olanağı sunarken doyumsuzluğu da beraberinde getirir.Çetin Bilgin eline geçirdiği kendi kaleydeskopunun sonsuz önermeleri ile yarış içindedir………………………………………………………………………………………