18 Nisan 2008 Cuma

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri
...........................................Burcu PELVANOĞLU

1980 yılında güncel sanat ortamına katılan önemli etkinliklerden biri, önce Uluslararası İstanbul Festivali kapsamında ele alınan, daha sonra Resim ve Heykel Müzeleri Derneği tarafından düzenlenen Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’dir. İlk üçü, “Günümüz İstanbul Sanatçıları Açıkhava Sergisi” adıyla İstanbul Resim Heykel Müzesi’nde gerçekleştirilen sergi, iki yıl sonra Günümüz Sanatçıları Açıkhava Sergisi’ne dönüştürülmüştür. Sergilerin ilk üçü, farklı uygulamalara daha geniş imkânlar sunabilmek amacıyla açıkhava sergileri olarak gerçekleşmiş; ancak eserlerin dış etkilerden korunamaması üzerine bu uygulamadan vazgeçilmiştir. Sergiler, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin topluma yeniden açıldığı 1980 yılında, Resim ve Heykel Müzeleri Derneği ile İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin işbirliğinde organize edilmiş ve İstanbul Arkeoloji Müzesi bahçesinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Sevenler Derneği tarafından 1974-1977 yılları arasında düzenlenen “Açık Hava Sergisi”nin devamı olarak düşünülmüştür. [1]

1983 yılından itibaren yarışmalı olarak uygulanmaya başlanan sergide bir seçici kurul oluşturulmuş ve sergilenecek yapıtlar ile derece alanları bu seçici kurul tarafından belirlenmiştir. [2] Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri kapsamında yapılan tartışmalar da daha çok yarışmalı serginin seçici kurulu ve ödül verme kriterlerine odaklanmış durumdadır. Sergiye eleştiri getirenlerden biri olan Ahmet Köksal, bu konuda şunları söylemektedir: “Yeni Eğilimler ve Öncü Türk Sanatından Bir Kesit gibi sergiler doğultusunda bir gruplaşma etkinliğine bürünen sergi, yaratıcı duyarlığın özgün ve kişilikli örnekleri yerine, avant-garde ve güncel eğilimlerle sanat ve teknoloji ilişkisinin kanıksanmış deneyimlerine prim veren bir niteliğe yönlendirilmiş bulunuyor. Önceki yıllarda bu sergilere katılan ya da yukarıda andığımız biçimsel bir yenilikçilik ya da öncülük düşkünü sergilerde yer alan sanatçıların seçiciler kurulunu oluşturduğu ‘Günümüz Sanatçıları’nın ödüllendirilmesinde kullanılan yöntem ya da değer yargısının dayanağı merak edilmeye değer.” [3]

Her kuşaktan sanatçıya açık olan bu yarışmalı sergide, 1985 yılından sonra üslupsal bir değişim yaşanmış ve sergi, giderek farklı eğilimlerin denenmesi için bir platform niteliği kazanmıştır. [4]

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’nin en önemli yanlarından biri, yalnızca plastik sanatları değil; gösteri sanatlarını da kuşatacak bir biçimde ele alınması olmuştur. Tomur Atagök’e göre de, etkinliğin dikkati çeken bir özelliği, Uluslararası İstanbul Festivali kapsamında, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin varlığını duyurmak ve bir kamuoyu yaratmak olmuştur. [5]

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’nin amacı, gelişme ve yenilenmede sanatın öncülüğü olgusunu ülke çapında gündemde tutmak, yetişmekte olan genç sanatçıları desteklemek ve topluma tanıtmak, bu yolla günümüz plastik sanatlarının nitelikli bir ortama erişmesine katkıda bulunmak olarak belirtilse de, sergi, başladığı 1980 yılından günümüze dek yapısal değişimlere uğramış ve bu öncü niteliğini yitirmiştir.

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’nin ilk başladığı yıllarda bir kavram karmaşasına yol açtığı, daha doğru bir deyişle, adında “İstanbul” bulunan bir sergiye İstanbul ressamlarının katılmasının beklendiği görülmektedir. Bu beklenti içinde olanlardan biri olan Ahmet Köksal, 8. Uluslararası İstanbul Festivali çerçevesinde, 28 Haziran-15 Temmuz 1980 tarihleri arasında düzenlenen ilk sergi [6] hakkında şu yorumları yapmıştır: “…Sergi, genelde büyükçe bir karma sergi niteliğinden öteye geçmiyordu. “Günümüz İstanbul Sanatçıları” adını taşıyan bir sergiden, uzun süredir Türk kültür ve sanatını yönlendiren bir merkez olarak bu kent sanatının belirgin özelliklerinin ve yaşayan ustalarının temsil edilmesi beklenirdi. Cevat Dereli, Ali Çelebi, Mahmut Cuda, Avni Arbaş, Cihat Burak, Nuri İyem, Nedim Günsür gibi günümüz resim (İstanbul) sanatının önde gelen adlarına bu toplamda rastlanmadığı gibi, serginin düzenlemesine önayak olan Akademi çevrelerinin, atölye öğretim üyelerinin yapıtlarını görmek de olanaksızdı. Seçiciler kurulunca ödüllendirilen yapıtlar – özellikle resim ve heykel dalında- klik ilişkilerinin yarışma sonuçlarını etkilediği yolundaki yaygın söylentiyi haksız çıkaracak düzeyde bulunmuyordu. Örneğin Mehmet Aksoy ve Zerrin Bölükbaşı’nın heykelciliğimize çağdaş bir yorum ve anlatım boyutları getiren yapıtları yanında deneysel ve “avant-garde” özentili işlerinin yeğlenmesinin nedeni gerekçeli bir tutanakla açıklanmalıydı.” [7]

Jüri üyeliğini O. Zeki Çakaloz, Sezer Tansuğ, Dinçer Erimez, Ali Teoman Germaner, Balkan Naci İslimyeli, Devrim Erbil ve Atilla Galatalı’nın yaptığı Günümüz Sanatçıları 1. İstanbul Açıkhava Sergisi’nde, Resim Başarı Ödülü İpek Aksüğür, Şükrü Erdiren ve Zekai Ormancı’ya; Heykel Başarı Ödülü Ayşe Erkmen ve Erol Kınalı’ya; Özgün Baskı Başarı Ödülü Mustafa Aslıer, Ergin İnan ve Özer Kabaş’a; Seramik Başarı Ödülü ise, N. Fehmi Erdoğdu’ya verilmiştir.

9. Uluslararası İstanbul Festivali kapsamındaki Günümüz Sanatçıları 2. İstanbul Açıkhava Sergisi, 4-31 Temmuz 1981 tarihleri arasında İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin bahçesinde gerçekleştirilir. İsmail Tunalı, Adnan Çoker, Özdemir Altan, Tamer Başoğlu, Ergin İnan, Füreya Koral, O. Zeki Çakaloz ve Mustafa Pilevneli’nin jüri üyesi olduğu sergide, 119 sanatçının 144 yapıtı sergilenmiştir. [8] Sergide Resim Başarı Ödülü’nü Hüsamettin Koçan ve Güngör Taner; Heykel Başarı Ödülü’nü Mete Demirbaş ve Azmi Sekban; Özgün Baskı Başarı Ödülü’nü Mevlut Akyıldız ve Tayfun Erdoğmuş; Seramik Başarı Ödülü’nü Mehmet Uyanık; Halı Başarı Ödülü’nü Uğur Mine Tuncay (Tamay) kazanmış ve verilen ödüller ilk sergide olduğu gibi yine tepkilere neden olmuştur.

Sergiyi eleştirenlerin başında gelen Ahmet Köksal, birinci sergide olduğu gibi, gerek serginin içeriğine gerekse ödüllendirilen yapıtlara karşı tutucu tavrını sürdürmüştür: Öyle ki, ilk sergide bir İstanbul sanatçıları karması beklentisi içinde olan Köksal, ikinci sergiyi değerlendirdiği yazısının başlığını da “İstanbul Sanatçıları Karması” yapar ve şöyle der: “… Sergi sayıca artış göstermekle birlikte, özellikle resim dalında günümüz eğilimlerini bütünüyle belirtmesi bakımından geçen yıl ilki düzenlenen açık hava sergisinin de gerisinde kalmaktadır. “Günümüz İstanbul Sanatçıları” adını taşıyan bir sergiden, uzun zamandır kültür ve sanatımıza yön veren bir merkez olan İstanbul sanatının belirgin özelliklerinin ve başlıca ustalarının “temsil” edilmesi bu yıl da gerçekleştirilememiştir. Cevat Dereli, Sabri Berkel, Elif Naci, Eren Eyüboğlu, Nedim Günsür, Cihat Burak, Nuri İyem, Burhan Uygur, Mümtaz Yener, A. Arad, Mustafa Esirkuş vb. günümüz İstanbul resminin önde gelen adlarının bu gösteride yer almayışı bir yana, Akademi ve Tatbiki Güzel Sanatlarda öğretim görevlisi çoğu sanatçılarımızın yapıtlarına da rastlayamıyoruz. (…) “Günümüz İstanbul Sanatçıları” sergisinin önümüzdeki yıllarda taşıdığı adı “temsil” edecek bir kapsam ve düzeye ulaştırılmasını belirtmeden geçemiyoruz. Bu sergi, bütün sanatçıların olmasa bile, büyük çoğunluğun saygınlığını, güvenini taşıyabilecek bir organizasyona kavuşturulmalı; hiç olmazsa değerlendirme yöntemleri her türlü klik çekişmelerin dışında kaldığı kanısını verecek bir düzenlemeye bağlanmalıdır.” [9]

Günümüz Sanatçıları 3. İstanbul Açıkhava Sergisi, 10. İstanbul Festivali kapsamında, İstanbul Resim Heykel Müzesi bahçesinde 3-21 Temmuz 1982 tarihleri arasında gerçekleşir. Sergiden önce, yarışmalı serginin resim, heykel, seramik, özgün baskı ve duvar halısı dallarında katılıma açık olduğu; Candeğer Furtun, Prof. Neşet Günal, Hüsamettin Koçan, Füsun Onur ve Prof. Dr. İsmail Tunalı’dan oluşan seçici kurulun başarılı bulduğu üç sanatçıya Resim ve Heykel Müzeleri Derneği tarafından “Başarı Plaketi”, Hisarbank tarafından da Ellişer bin lira verileceği açıklanmıştır. [10] Serginin sponsorluğunu üstlenen Hisarbank, üçüncü sergi sırasında bir broşür yayımlayacağını da taahhüt etmiş ve broşür yayımlanmıştır. İlk iki sergiye ilişkin bir broşür ya da sergi kataloğunun yayımlanmaması nedeniyle bu gelişme, sergilerin tarihinde bir devrim niteliğindedir.

Günümüz Sanatçıları 3. İstanbul Açıkhava Sergisi’ne katılan sanatçılar arasından [11], Halı Dalı’nda Gülcan Karadağ, Baskı Dalı’nda Süleyman Saim Tekcan ve Erkan Özdilek, Seramik Dalı’nda Güngör Güner ve Tuğrul Selçuk, Heykel Dalı’nda Haluk Tezonar ve Mümtaz Işıngör, Resim Dalı’nda da Aydın Ayan, Burhan Uygur ve Zekai Ormancı Resim Heykel Müzeleri Derneği Başarı Plaketi’ne layık görülmüş, Hisarbank’ın Ellişer bin liralık para ödülleri ise, ressam Aydın Ülken, Mevlut Akyıldız ve özgün baskı sanatçısı Ergin İnan’a verilmiştir. [12]

Günümüz Sanatçıları 3. İstanbul Açıkhava Sergisi döneminde İstanbul Resim Heykel Müzesi Müdürü olarak görev yapan Tomur Atagök, sergi ardından yazdığı değerlendirme yazısında, sergilerin açık havada düzenlemesinin korunma sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve bu nedenle gelecek yıllarda serginin müze binası içinde gerçekleştirilmesinin bir gereklilik olduğunu dile getirmiştir. [13]

Tomur Atagök’ün ve Yusuf Taktak’ın girişimleri sayesinde Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, dördüncü sergi itibariyle İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin iç mekânlarında düzenlenmeye başlanır ve artık “açıkhava sergisi” olarak anılmaz. [14] Jüri üyelerini Adnan Çoker, İsmail Tunalı, Zekai Ormancı, Sadi Diren, Devrim Erbil, Ergin İnan ve Füsun Onur’un oluşturduğu Günümüz Sanatçıları 4. İstanbul Sergisi, 2 Temmuz-28 Ağustos 1983 tarihleri arasında düzenlenir. Ödülleri Pamukbank’ın sponsorluğunda verilen sergide, Büyük Ödül’ü Şükrü Aysan kazanırken, Başarı Ödülleri Mustafa Ata, Tomur Atagök, İbrahim Örs ve Tuğrul Selçuk’a verilir. [15]

Günümüz Sanatçıları 5. İstanbul Sergisi, 23 Haziran-31 Ağustos 1984 tarihleri arasında düzenlenmiştir. Doğan Kuban, Beral Madra, Gürol Sözen, Süleyman Saim Tekcan ve İsmail Türemen’in jüri üyeliğini yaptığı serginin ödül sisteminde bir yenilik olarak, jüri onur ödülleri adı altında yeni bir ödülün eklenmesi dikkati çeker. Oktay Anılanmert ve Kadri Özayten’in Resim Ödülü’nü, Mehmet Özer’in Desen Ödülü’nü, Çetin Bilgin’in de Özgün Baskı Ödülü’nü kazandığı sergide, Jüri Onuru Ödülleri Gülümser Atılgan, Ahmet Ü. Kuseyrioğlu, Atilla Galatalı, Güngör Güner ve Can Göknil’e verilir. [16]

22 Haziran-22 Ağustos 1985 tarihleri arasında, 13. Uluslararası İstanbul Festivali kapsamında düzenlenen Günümüz Sanatçıları 6. İstanbul Sergisi, bu sergilerin tarihçesine tartışmalı bir sergi olarak geçmiştir. Sadi Diren, Belkıs Mutlu, Devrim Erbil, Tomur Atagök, Semra Germaner, Sami Şekeroğlu, Hüsamettin Koçan, Jale Erzen, Mehmet Ergüven, Turan Erol ve Erdinç Bakla’nın jüri üyesi olduğu sergide ödüller Rafet Ekiz, Gülsün Karamustafa ve Şeyma Reisoğlu Nalça’ya; Mansiyonlar da Sibel Çakar, Semra Hasgüleç ve Burhan Uygur’a verilir. [17] Resim ve Heykel Müzeleri Derneği, bu yıl, “Serginin kapsamında, yarışma dışı gelen yapıtlarla, bilimsel kurgusu ve eğitsel niteliği olan bir sergi düzenleyerek, günümüz Türk plastik sanatının bir bütünlük içinde tanıtılmasını ve festivalin bu yönden de güçlenmesini sağlamak” [18] amacıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde ikinci bir sergi daha düzenler. [19] Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’nin giderek niteliğini kaybetmekte olduğunu belirterek sergiyi eleştiren Abdülkadir Günyaz, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki ikinci serginin de 1962 tarihli iki Sabri Berkel ve ezberlenen Şükriye Dikmen tabloları ile bilimsellikten de eğitsellikten de uzak olduğunu dile getirir. [20] Can Külahlıoğlu da, serginin seçici kurulunda bulunan Sadi Diren, Devrim Erbil, Tomur Atagök, Hüsamettin Koçan ve Erdinç Bakla’nın sergiye çağrılan sanatçılar arasında da yer almasını ve seçici kurul arasında yer alıp da sergiye çağrılı sanatçılar arasında Turan Erol’un bulunmamasını eleştirir. [21] Sergilere en başından beri eleştiri okları arasında yer veren Ahmet Köksal’a göre ise, Günümüz Sanatçıları Sergisi, altıncı yılına ulaşmasına karşın günümüz sanatçılarını ve eğilimlerini temsil etmekten uzaktır. [22]

Sergilerin içeriğine ya da yöntemine gelen eleştiriler arasında en dikkati çekeni ve 6. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, bu sergilerin tarihçesine tartışmalı bir sergi olarak geçmesine neden olanı, Şeref Bucak adlı kişi tarafından Günümüz Sanatçıları 1985 sergileri seçici kurul ve düzenleme kurulu üyelerine yazılan mektup ile Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Başkanı Leyla Belli’nin hem bu mektuba hem de basında yer alan diğer eleştirilere verdiği yanıttır.

21 Haziran-21 Temmuz 1986 tarihleri arasında düzenlenen Günümüz Sanatçıları 7. İstanbul Sergisi’nin seçici kurulunda Doç. Beril Anılanmert, Ferruh Başağa, Balkan Naci İslimyeli, Prof. Belkıs Mutlu, Kaya Özsezgin, Doç. Ferit Özşen ve Güngör Taner yer alır. Sergi ilanından anlaşıldığı üzere, Günümüz Sanatçıları 7. İstanbul Sergisi ile birlikte eserler, müzeye teslim edildikleri andan itibaren sigortalanmaktadır. MSÜ İstanbul Resim Heykel Müzesi ve Resim Heykel Müzeleri Derneği işbirliğiyle başlatılan bu etkinlikte, bu sergi itibariyle müze daha pasif, dernek ise daha aktif bir rol üstlenmeye başlar. [23] İstanbul Resim Heykel Müzesi Hareket Köşkü’nde düzenlenen ve 112 sanatçının 148 yapıtla katıldığı sergide [24], Şükrü Aysan’ın “Urbi et Orbi” dizisinden üç yapıtı Birincilik Ödülü’nü, Mustafa Ata’nın “Siyah Afrika ve Sonsuz Yolculuk” adlı yapıtı İkincilik Ödülü’nü, Ergün Kurdoğlu’nun “Cinsellik 1” adlı yapıtı Üçüncülük Ödülü’nü kazanırken; Mine Yılmaz Çobanoğlu’nun “Son Perde İçin Hazırlık” adlı düzenlemesine de özel onur belgesi verilir. Sergiyi eleştirenler arasında, Ahmet Köksal yine birinci sırada yer alır ve serginin, son yıllarda yoğunlaşan sanat potansiyelinin ve özellikle son yıllarda sayıları giderek artan genç kuşağın varlığını kanıtlamakla birlikte, kimi genç sanatçılarla Akademi’yi yeni bitirmiş ya da bitirecek olan sanatçı adaylarının yan yana geldiği bir karma etkinlik durumundan öteye geçemediğini belirtir. [25]

20 Haziran-10 Temmuz 1987 tarihleri arasında düzenlenen Günümüz Sanatçıları 8. İstanbul Sergisi, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin 50. kuruluş yılını kutlama programları içerisinde yer alır. Seçici kurulunda Jale Erzen, Semra Germaner, Prof. Dr. Bülent Özer, Kaya Özsezgin ve Sezer Tansuğ’un yer aldığı sergide, 405 yapıttan 44’ü sergilenmeye değer bulunur ve ödüller Yavuz Tanyeli, Hayri Karay, Feride Kılıçtaş Binicioğlu’na verilir. [26] Emin Çetin Girgin, Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nin geniş bir kitle tabanını amaçlayan görüntüsüyle, esas olarak tecimsel kaygıların uzağında ve İstanbul Festivali kapsamında olması nedeniyle geniş propaganda olanağına sahip şanslı bir etkinlik olduğunu, ancak bu niteliğinden ötürü başlangıç tavrında sahip olduğu genç sanatçıları teşvik amacıyla örgütlenmiş görüntüsünü, eleme sisteminin getirdiği elitist bir anlayışla bozduğu görüşündedir. Yine Girgin’e göre, seçici kurul üyelerinin hemen hemen tümünün güzel sanatlar alanında etkinlik gösteren devlet kurumlarından gelmeleri, bu çeşit yarışmaların sonucunu etkilemekte, sonuçta genel olarak adı yaygınlık kazanmış olan memur-sanatçılar, dostları tarafından bir kez daha onurlandırılmaktadır. [27]

8. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nde atılan önemli bir adım, bu sergi itibariyle, ödül kazanan yapıtların müzeye bağışlanması olur. [28] Zira, sergilerin birincil amacı, uluslararası nitelikte bir festival olan İstanbul Festivali sayesinde, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin varlığını kamuoyuna duyurmaktır ve uzun bir süredir müze koleksiyonuna yapıt alınamadığı da göz önünde bulundurulduğunda, serginin müzeye önemli bir katkı yaptığı söylenebilir.

5 Temmuz-20 Ağustos 1988 tarihleri arasında düzenlenen Günümüz Sanatçıları 9. İstanbul Sergisi, Dolmabahçe Sarayı Hareket Köşkü’nde açılır. Sergi, bu yıl, ilk defa Ankara ve İzmir Resim Heykel Müzeleri’nde de tekrarlanır. Yarışmaya 374 yapıt katılırken, Alaeddin Aksoy, Şükrü Aysan, Ergin İnan, Candeğer Furtun, Canan Beykal, Bülent Erkmen ve Seyhun Topuz’dan oluşan jüri, 32 yapıtı sergilenmeye değer bulur. [29] Sergide, birer milyon liralık başarı ödülünü ise, “Süreklilik” adlı çalışmasıyla Cengiz Çekil, “Adsız 1,11” adlı çalışmasıyla Nur Özalp ve “Ayakkabı Satıcısının Keçeci Tezgahı” adlı çalışmasıyla A² (Ann Aksel) kazanır. Günümüz Sanatçıları 9. İstanbul Sergisi, Vestel Şirketler Grubu’nun ana sponsorluğunda düzenlenmiş, seçici kurul büyük ödülleri Mensucat Santral, Dinarsu T.A.Ş. ve Nesrin Sarper tarafından verilmiş, serginin İzmir’e taşınmasını Maktaş Makarnacılık T.A.Ş. ve İzmir’den Ankara’ya naklini ise Alpay Kol. Şti. üstlenmiştir. Serginin sponsorların desteğini alması, henüz sponsorluk sisteminin günümüzdeki ölçülerde algılanmadığı 1988 yılında, serginin kurumsallaştığının bir göstergesi olarak görülebilir.

27 Haziran-20 Ağustos 1989 tarihleri arasında düzenlenen Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, bu sergilerin onuncusu olur. Hürriyet Gösteri dergisi, serginin onuncu yılı dolayısıyla, bu sergilerin organizasyonunda bulunan, çeşitli dönemlerde sergiye katılmış olan, seçici kurulda görev alan ve sadece izleyici olan sanatçıların, sanat yazarı ve eleştirmenlerin görüşlerine başvurur. [30] Soruşturmaya katılan Tomur Atagök, Şükrü Aysan, Resul Aytemur, Bubi, İpek Aksüğür Duben, Balkan Naci İslimyeli, Kemal İskender, Ergin İnan, Ahmet Köksal, Doğan Paksoy, Yalçın Sadak, Yusuf Taktak, Sezer Tansuğ ve Süleyman Saim Tekcan serginin ilk düzenlendiği yıldan bu yana kat ettiği yolu, ödüller konusundaki ölçütleri, serginin çağdaş sanat alanındaki yerini ve eğitici işlevini değerlendirirler. Tomur Atagök, serginin başlangıcından bu yana ne tür değişiklikleri geçirdiğini ve ardından gelen etkinliklere öncü olduğunu vurgulayarak sergilerin öneminin altını çizerken, Şükrü Aysan, bazı aksaklıkları dile getirmekle birlikte serginin, Mimar Sinan Üniversitesi etkinliği olan Yeni Eğilimler Sergisi’nin boşluğunu doldurabilecek bir düzeye eriştiği görüşündedir. Resul Aytemur, serginin aşama kaydetmek yerine bir düşüş yaşadığını dile getirirken Bubi, serginin başlangıcından bugüne dek geldiği yolu görebilmek için on yıl içerisinde ödül almış olan tüm yapıtların yeniden sergilenip on yıl içerisinde jüri üyeliği yapmış olan herkesin davet edilerek bu yapıtların yeniden oylanması gerektiğini savunur. İpek Aksüğür Duben, sergide son birkaç yıldır daha yeni ve daha az kurumsallaşmış isimlerin bulunmasını sevindirici olarak yorumlar ve serginin yerleşik ve pazarlanmış görüşlerden çok taze veya pazarlanması zor deneylere imkân tanımak gibi bir amacının bulunduğundan söz eder. Balkan Naci İslimyeli’ye göre de, Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, Ankara ve İstanbul Bienalleri ve Yeni Eğilimler Sergileri’nin ardından Türk resmindeki on beş yirmi sanatçının dışındaki yeni üslup zorlamalarının açığa çıkması, bunların kalıcılığının ve içtenliğinin sınanması, vurgulanması açısından katkısı göz ardı edilemeyecek bir etkinliktir. Kemal İskender, serginin seçici kuruluna ve ödül sistemine takılmış durumdadır. İskender’e göre, son yıllarda katılım şartnamesinin düzenlenmesine egemen olan ve sanatçıları sadece bir tek doğrultuda gütmeyi amaçlayan bir zihniyet nedeniyle bu sergi iyice zorlaşmıştır. Bu savını, “Seçici kurulun adlarını söyleyin bana, kimlerin ödül alacaklarını söyleyeyim size.” [31] ifadeleriyle iyice ileriye götüren Kemal İskender’in aksine Ergin İnan, seçici kurul tarafından seçilen eserlerin özgün Türk resminin çağdaşlaşmasına büyük bir katkı sunduğunu dile getirir. İnan’ın tek şikâyeti, bir açık hava etkinliği olarak başlayan serginin sokağa taşması gerekirken müze içine sıkışıp kalması ve bu nedenle de tekdüzeleşmesidir. Sergileri en başından beri eleştiren Ahmet Köksal, onuncu yılda da bu eleştirilerine devam eder. Ona göre, sergi bir kamplaşma gösterisine dönüşmüş durumdadır. Doğan Paksoy’a göre de, “Sergiler akademik eğitim içinde öncülük iddiaları taşıyan bir kesimin egemenliği altında gerçekleştirilen yıl sonu müsamerelerine” [32] benzemektedir. Yalçın Sadak, sergilerin günümüz sanatının son on yılını belgeleme konusunda önemli bir işlevi yerine getirdiğini söylerken, konu ödüllere gelince, onların bir yara olduğunu çünkü Türkiye’de yalnız plastik sanatlar alanında değil; tüm sanat dallarında bir ödül enflasyonu olduğunu ve ödül sırasının bir gün mutlaka herkese geldiğini dile getirir. Yusuf Taktak, özellikle son sergilerin genç sanatçılara deneysellik yollarını açtığını belirtir ve Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’nin bir nokta olarak da görülebileceğini belirtir. Taktak’a göre, Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri, bu noktadan ötekine gitmek üzere işlevini tamamlayıp nöbet devredecek bir etkinlik niteliğindedir. Soruşturmada son olarak görüşlerine başvurulan Sezer Tansuğ ve Süleyman Saim Tekcan ise, ağız birliği etmişçesine, serginin ilk açıldığı yıldan beri en çok tartışılan yönünden, ödül sisteminden yakınırlar. Onlara göre, bu sergilerde ödüller, jüri üyelerinin kendi tercihlerine ya da Tekcan’ın deyişiyle “uluslararası tecrübesizliklerine” [33] verilmektedir.

Günümüz Sanatçıları 10. İstanbul Sergisi’nin, Tomur Atagök, Şükrü Aysan, Yalçın Sadak, Güngör Taner ve Seyhun Topuz’dan oluşan jüri üyeleri, sergiye başvuran 235 yapıttan 25 sanatçının 29 yapıtı sergilemeye değer bulur. [34] Bunlardan Tülin Onat’ın “Hareket Serisi”, Bünyamin Özgültekin’in “Paralel Proses”, Bora Türkkan’ın “Heykel” adlı yapıtları Başarı Ödülü kazanırken, Mümtaz Demirkalp’in “Duygu ile Yüklü Ama Duygusal Değil” adlı yerleştirmesi, Server Demirtaş’ın “İsimsiz”, Senay Önal’ın “Madde” adlı yerleştirmesi seçici kurul özel ödülüne değer görülür. [35]

22 Haziran-31 Ağustos 1990 tarihleri arasında İstanbul Resim Heykel Müzesi’nde düzenlenen Günümüz Sanatçıları 11. İstanbul Sergisi’nde, bir yenilik olarak, ilk üç sergide ödül alan sanatçıların “Onur Sanatçıları” olarak, ödül kazandıkları ya da tercih ettikleri yapıtları ile sergiye davet edildikleri görülür. [36] Buna göre, 1980 yılındaki ilk sergide Resim Dalı’nda ödül kazanan İpek Aksüğür, Şükrü Erdiren, Zekai Ormancı, Heykel Dalı’nda ödül kazanan Ayşe Erkmen, Erol Kınalı, Özgün Baskı Dalı’nda ödül kazanan Mustafa Aslıer, Ergin İnan, Özer Kabaş ve Seramik Dalı’nda ödül kazanan Fehmi Erdoğdu; 1981 yılındaki ikinci sergide Resim Dalı’nda ödül kazanan Hüsamettin Koçan, Güngör Taner, Heykel Dalı’nda ödül kazanan Mete Demirbaş [37], Azmi Sekban, Özgün Baskı Dalı’nda ödül kazanan Mevlut Akyıldız, Tayfun Erdoğmuş, Seramik Dalı’nda ödül kazanan Mehmet Uyanık, Halı Dalı’nda ödül kazanan Uğur Mine Tamay; 1982 yılındaki üçüncü sergide Resim Dalı’nda ödül kazanan Aydın Ayan, Zekai Ormancı, Burhan Uygur, Heykel Dalı’nda ödül kazanan Mümtaz Işıngör, Haluk Tezonar, Özgün Baskı Dalı’nda ödül kazanan Erkan Özdilek, Süleyman Saim Tekcan, Seramik Dalı’nda ödül kazanan Güngör Güner, Tuğrul Selçuk, Halı Dalı’nda ödül kazanan Gülcan Karadağ ve Hisarbank ödüllerini paylaşan Aydın Ülken, Mevlut Akyıldız ve Ergin İnan Günümüz Sanatçıları 11. İstanbul Sergisi’nin çağrılı sanatçıları olurlar. [38] Ahmet Köksal’a göre bu durum, Günümüz Sanatçıları sergilerindeki nitelik değişimi ile düzey erozyonunu örneklemesi bakımından ilginç bir karşılaştırma fırsatı vermektedir. [39] Seçici kurulunda Gökhan Anlağan, Tomur Atagök, Hüsamettin Koçan, Füsun Onur ve Jale Erzen’in yer aldığı sergide, 125 sanatçının 200 yapıtından 36 sanatçının 43 yapıtı sergilenmeye değer bulunur. [40] Sergide Burcu Or “Adsız” resmiyle, Hakan Pehlivan “Düzenleme” resmiyle, Elvan Alpay “Adsız” resmiyle Başarı Ödülü, Tanju Demirci ise, “Sistematik Soyut” adlı resmiyle seçici kurul özel ödülünü kazanır.

Günümüz Sanatçıları 11. İstanbul Sergisi’ni değerlendiren Abdülkadir Günyaz, serginin gerek adında var olan “günümüz” deyiminin güncelliği, çağdaşlığı içermesi, gerekse genç kuşağın boy gösterdiği bir arena niteliğinde olması nedeniyle başından beri ilgi çektiğini belirtse de, artık serginin en genç kuşağa indirgenmiş oluşunu eleştirir ve şöyle der: “Öylesine ki içlerinde aşina olduğumuz sanatçı adları bile yok gibi. Hele hele az önce sözünü ettiğim geçmiş yılların ödüle değer bulunmuş sanatçılarının çalışmalarını da çekerseniz, geriye neredeyse pek bir şey kalmayacak gibi…” [41]

5 Temmuz-24 Ağustos 1991 tarihleri arasında düzenlenen Günümüz Sanatçıları 12. İstanbul Sergisi’nde de, 11. sergide olduğu gibi daha önceki sergilerde ödül alan sanatçıları sergiye davet edilir. 11. Günümüz Sanatçıları Sergisi’ne ilk üç sergide ödül alan sanatçılar davet edilirken, 12. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nde, 1983, 1984 ve 1985 yıllarındaki 4., 5. ve 6. sergide ödül kazanan Oktay Anılanmert, Mustafa Ata, Tomur Atagök, Gülümser Atılgan, Çetin Bilgin, Sibel Çakar, Rafet Ekiz, Atilla Galatalı, Can Göknil, Güngör Güner, Semra Hasgüleç, Gülsün Karamustafa, Ahmet Ü. Kuseyrioğlu, Şeyma Reisoğlu Nalça, İbrahim Örs, Kadri Özayten, Mehmet Özer, Tuğrul Selçuk ve Burhan Uygur yer alır. Sergiye sadece Tomur Atagök ve Çetin Bilgin’in ödül kazandıkları yapıtlarıyla katıldıkları bilinmektedir. [42]

Günümüz Sanatçıları 12. İstanbul Sergisi’nde, önceki sergilere yöneltilen eleştirilere bir yanıt niteliğinde olsa gerek, Vasıf Kortun, Doç. Meriç Hızal, Tanju Demirci, Bubi, Bünyamin Özgültekin, Prof. Belkıs Mutlu ve Yahşi Baraz’dan oluşan seçici kurul, 5 Mayıs 1991 tarihinde yapıtların değerlendirilmesindeki ölçütlerini açıklayan bir basın açıklaması yayımlar:

“1. Yapıtların değerlendirilmesinde sergilerin adını betimleyen “günümüz sanatçıları” kavramının belirleyici olması.
2. Sergiye başvuran sanatçıların yapıtlarında resim, heykel, seramik, vb. gibi herhangi bir tür ayrımına gidilmeden hatta disiplinler arası ilişkileri kurabilmiş yapıtların birer sanat yapıtı olarak değerlendirmeye alınması.
3. Yapılan seçimlerde üslup ve malzeme farklılığı dikkate alınmadan, yapıtların bağlandıkları eğilimlerden farklılaştıkları noktalar birer kişilik anlayışı olarak değerlendirilip özgünlük için genel anlamda bir kriter kabul edilmiştir.

Not: Tüm yapıtların seçimi bu kriterler doğrultusunda jüri üyeleri tarafından oybirliği ile yapılmıştır.” [43]

Bu basın açıklamasından da anlaşıldığı gibi, bu sergide seçici kurul üyeleri, serginin, tıpkı 1977 yılında açılmaya başlanan Yeni Eğilimler Sergileri gibi tümel bir sanat anlayışını benimsediğini tutucu sanat çevresine ilan etmek durumunda kalmışlardır.

Günümüz Sanatçıları 12. İstanbul Sergisi’ne 30 sanatçı katılmış [44], bunlardan Cem Çaltuluoğlu “İsimsiz” çalışmasıyla, Ahmet Öner Gezgin “Ve Birgün Gökyüzü Büsbütün Kararacak” adlı yapıtıyla, Hakan Onur “Sessiz Film” adlı yapıtıyla Başarı Ödülü’ne, Zafer Mintaş ise, “Düzenleme”siyle PSD Özel Ödülü’ne değer görülmüştür.

Günümüz Sanatçıları 12. İstanbul Sergisi’nde, jüriye yönelik eleştirilere de bir yanıt verilmiş ve bundan böyle seçici kurul arasında bir galerici ve önceki serginin ödüllü sanatçılarından birine yer verilmiştir. [45]

7 Temmuz-24 Ağustos 1992 tarihleri arasında düzenlenen Günümüz Sanatçıları 13. İstanbul Sergisi, 9. ve 10. sergiden sonra, ilk kez, Türk Ekonomi Bankası’nın desteğiyle Ankara’ya taşınmış ve 1-19 Eylül 1992 tarihleri arasında Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi’nde de tekrarlanmıştır. Sergide, Erol Eti, Tomur Atagök, Beril Anılanmert, Mehmet Aksoy, Hasan Bülent Kahraman, Ahmet Öner Gezgin ve Haldun Dostoğlu’ndan oluşan seçici kurul, 275 yapıt arasından 30’unu sergileme değer görmüş [46] ve eşit oylar nedeniyle başarı ödülü sayısını da 3’ten 4’e çıkarmıştır. Sergiye, 1986 ve 1987 yıllarındaki 7. ve 8. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nde ödül alan Feride Binicioğlu, Mine Çobanoğlu Yılmaz, Atilla Galatalı, Hayri Karay, Yavuz Tanyeli de davet edilmiştir. Bu sergide ayrıca, 1991-92 yılında yitirilen ödül kazanmış sanatçılardan Şükrü Erdiren, Burhan Uygur ve Aydın Ülken için de bir bölüm ayrılmıştır. Günümüz Sanatçıları 13. İstanbul Sergisi’nde Nur Gökbulut “Deniz Yırtılınca” adlı çalışmasıyla, Sibel Karaçoban “Düzenleme”siyle, Mustafa Karyağdı “Adsız” çalışmasıyla, Zafer Mintaş “Zaman” adlı çalışmasıyla Başarı Ödülü’nü, Ayşe Topbaş ise “Zamansız” adlı çalışmasıyla PSD Özel Ödülü’nü kazanmıştır. [47]

Günümüz Sanatçıları 14. İstanbul Sergisi, 7 Temmuz-15 Ağustos 1993 tarihleri arasında İstanbul Resim Heykel Müzesi Şeker Ahmet Paşa Salonu’nda gerçekleşir. Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Yönetim Kurulu, serginin yıllardır Hareket Köşkü’nün odalarında gerçekleştirildiğini ve bu kez Şeker Ahmet Paşa Salonu’nun kullanılmasıyla yapıtların birlikte izlenebilmesi olanağının bulunduğunun altını çizmektedir. [48] Doç. Tomur Atagök, Ludmila Behramoğlu, Handan Börüteçene, Prof. Adnan Çoker, Metin Deniz, Doç. Balkan Naci İslimyeli ve Mustafa Karyağdı’dan oluşan seçici kurul, yarışmaya katılan 265 yapıttan 38’ini sergilemeye değer görmüştür. [49] Sergide, 1988 ve 1989 yıllarındaki 9. ve 10. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’nde ödül alan Ann Aksel, Cengiz Çekil, Nur Özalp, Mümtaz Demirkalp, Tülin Onat, Senay Önal, Server Demirtaş ve Bünyamin Özgültekin konuk sanatçı olarak yer almış; Fatma Başoğlu, “Öznenin Nesneye Bağımlılığı” adlı düzenlemesiyle, Suzy Hug Levy “Ahşap Sabah Gazetesi Ahşap Hürriyet Gazetesi” adlı ikili heykeliyle, Aydan Murtezaoğlu “İsimsiz” çalışmasıyla Başarı Ödülü’nü, Figen Uslu, Güler Kosovalı ve Beyhan Selçuk’un ortak çalışması, PSD Özel Ödülü’nü, Ayfer Kalsın’ın “Adsız” çalışması ise Jüri Özel Ödülü’nü kazanmıştır.

Günümüz Sanatçıları 15. İstanbul Sergisi, 18 Temmuz-15 Eylül 1994 tarihleri arasında İstanbul Resim Heykel Müzesi Şeker Ahmet Paşa Salonu’nda düzenlenir. Sergiden bir kesitin, Eylül 1994’te gerçekleştirilen 4. İstanbul Sanat Fuarı’nda da yer alması, sergilerin tarihçesinde bir yenilik olarak dikkati çeker. Serginin şartnamesinde, seçici kurulun üç sanatçıya Başarı Ödülü, bir sanatçıya Plastik Sanatlar Derneği Ödülü ve bir sanatçıya da Nejat F. Eczacıbaşı Sanat Müzesi Ödülü vereceği, ödülü kazanan sanatçının yapıtının da müze koleksiyonuna alınacağı açıklanır. [50] Nejat F. Eczacıbaşı Sanat Müzesi Ödülü’nün verilmesi ve ödül kazanan sanatçının yapıtının müze koleksiyonuna alınması, İstanbul’da müzecilik ve koleksiyon gelişimi açısından dikkate değer bir aşama olduğu gibi, serginin en başından beri müzeciliğin çıkarlarını gütmek, müzelerin koleksiyonlarını geliştirmek amacıyla da örtüşmektedir.

Günümüz Sanatçıları 15. İstanbul Sergisi’nin seçici kurulunda, Prof. Özdemir Altan, Doç. Mustafa Ata, Prof. Özer Kabaş, Aydan Murtezaoğlu, Füsun Onur, Hakan Onur ve Kadri Özayten yer alır. [51] Seçici kurul, 173 sanatçının 275 eserle katıldığı sergide, 90 yapıtı sergilemeye değer bulmuş [52]; bu sergide de Günümüz Sanatçıları 11. İstanbul Sergisi’nde ödül alan Elvan Alpay, Tanju Demirci, Burcu Or ve Hakan Pehlivan konuk sanatçı olarak yer almışlardır. Sergide Atalay Elpe “Bosna-Hersek” adlı düzenlemesiyle, Ahmet Müderrisoğlu bir düzenlemesiyle, Gamze Tekin karışık gereç bir çalışmasıyla Başarı Ödülü kazanmış; Nejat F. Eczacıbaşı Sanat Müzesi Ödülü “İlkbahar” adlı yapıtıyla Gülay Semercioğlu’na, Jüri Özel Ödülleri “Kitsch Üzerine Bir Proje Dosyası” adlı yapıtıyla Sevilay Erdoğan’a ve bez üzerine gerçekleştirdiği bir çalışmasıyla Füsun Çağlayan’a, PSD Özel Ödülü ise, “Kaplamsal Formların Yerçekimli Tasarımları” adlı çalışmasıyla Nurdan Özşeker’e verilmiştir.

Günümüz Sanatçıları 16. İstanbul Sergisi, 10 Temmuz-10 Eylül 1995 tarihleri arasında İstanbul Resim Heykel Müzesi Şeker Ahmet Paşa Salonu’nda açılır. Sergiye 12. sergide ödül alan Cem Çaltuluoğlu, Ahmet Öner Gezgin, Hakan Onur ve Zafer Mintaş konuk sanatçı olarak katılırken; Saim Bugay, Haldun Dostoğlu, Prof. Dr. Semra Germaner, Mehmet Güleryüz, Prof. Dr. Balkan Naci İslimyeli, Nur Koçak ve Gamze Tekin’den oluşan seçici kurul, 323 yapıt arasından 58’ini sergilemeye değer bulur. [53] Bu sanatçılar arasında Nur Gökbulut “Zamanı Yarına Saklamak” adlı yerleştirmesiyle, Nihat Murat Işık “Impossible” adlı resmiyle, Gönül Nuhoğlu “Utangaç Mavilik Kralları” adlı yerleştirmesiyle Başarı Ödülü’nü, Elif Çelebi isimsiz çalışmasıyla Jüri Özel Ödülü’nü, Tuba Ersen ise “Kimlik” adlı yerleştirmesiyle Plastik Sanatlar Derneği Özel Ödülü’nü kazanır. [54] Bu yılki sergi şartnamesinde, Başarı Ödülleri ve Plastik Sanatlar Özel Ödülü yerini korurken bir önceki sergide verilen ve sürdürülmesi planlanan Nejat F. Eczacıbaşı Sanat Müzesi Ödülü, söz konusu müzenin kurulamaması nedeniyle ödül listesinden çıkarılır.

Günümüz Sanatçıları 16. İstanbul Sergisi, İstanbul Bienalleri tarihçesinde bir dönüşümün yaşandığı 4. Uluslararası İstanbul Bienali (Bkz. Bölüm. 4.2.4.2) ve Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği tarafından düzenlenen Genç Etkinlik 1 “Sınırlar ve Ötesi” Sergisi (Bkz. Bölüm. 4.2.5) ile aynı yıl açılır. Bir başka deyişle, Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri başladığından bu yana, genç sanatçıların, güncel sanatın boy gösterebileceği mecraların sayısında bir artış gözlenmiş ve bu yıl, doruk noktasına ulaşmıştır. Kuşkusuz, sergilerin sayıca fazlalığı, eksikliklerin de daha fazla ortaya çıkmasına neden olmaktadır ve bu yıl, artık İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin “Günümüz Sanatçıları” Sergisi’ne mekân olamayacağı anlaşılmış bulunmaktadır. Bu durumu sorunsallaştıran Emre Zeytinoğlu’nun deyişiyle, “Başlangıçta, mekân ile bir hesaplaşmaya hazır görünen yapıtlar, sergi salonunda (hemen yanı başındaki diğer yapıtlar yüzünden) ansızın bu isteğinden vazgeçerek, kendi varoluşlarının sınırları içine dönüyor ve yalnızca yaşanabilecek bir alanı yeterli buluyorlardı. Açıkçası, ‘resim’leşip, ‘heykel’leşiyorlardı. Ama sezilebildiği üzere, onlar resim ve heykel olarak tasarlanmamışlardı. O zaman da, izleyicinin görebildiği; tamamlanmamış eskizler/maketlerden başka bir şey değildi.” [55]

Günümüz Sanatçıları 17. İstanbul Sergisi, 15 Temmuz-15 Eylül 1996 tarihleri arasında İstanbul Resim Heykel Müzesi Şeker Ahmet Paşa Salonu’nda düzenlenir. Ali Akay, Yurdaer Altıntaş, Tamer Başoğlu, Nihat Murat Işık, Balkan Naci İslimyeli, Hüsamettin Koçan, Şeyma Reisoğlu Nalça, Güngör Taner ve Nilgün Özayten’den oluşan seçici kurul [56], 256 yapıt arasından 38 yapıtı sergilenmeye değer bulmuştur. [57] Günümüz Sanatçıları 17. İstanbul Sergisi’ne de 13. sergide ödül alan Zafer Mintaş, Ayşe Topbaş, Mustafa Karyağdı, Nur Gökbulut konuk sanatçı olarak katılırken; Birsen Şenoğlu Canbaz “Yoklama” adlı yapıtıyla, Süheyla Çağlayan “Yol” adlı yapıtıyla, Mohaç Yücel isimsiz yapıtıyla Başarı Ödülü’nü, Mehmet Özen de isimsiz çalışmasıyla UPSD Özel Ödülü’nü kazanmıştır.

Günümüz Sanatçıları 17. İstanbul Sergisi, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nde düzenlenen son sergi olur. Bu dönemde Resim ve Heykel Müzeleri Derneği ile İstanbul Resim Heykel Müzesi Müdürlüğü arasında basına da yansıyan bazı sorunlar baş gösterir ve dönemin Müze Müdürü Kemal İskender’in “Dernek Bu Haliyle Müzenin Yakasından Düşsün Artık” [58] başlıklı yazısıyla tartışmalar iyice alevlenerek Resim ve Heykel Müzeleri Derneği, İstanbul Resim Heykel Müzesi binasından çıkarılır. Dolayısıyla Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri de, 17. sergiden sonra, kendine yeni bir mekân aramak durumunda kalır.

Günümüz Sanatçıları 18. İstanbul Sergisi, 10 Aralık-27 Aralık 1997 tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde açılır. Alaettin Aksoy, Hüseyin Alptekin, Adnan Çoker, Haldun Dostoğlu, Balkan Naci İslimyeli, Ferit Özşen ve Seyhun Topuz’dan oluşan seçici kurul, sergiye başvuran 181 yapıt arasından 68’ini sergilemeye değer bulur. Ödüllerin Yasemin Aydın, Başir Borlakov, Mehmet Özen ve Güneş Savaş’a verildiği sergiye, Günümüz Sanatçıları 14. İstanbul Sergisi’nde ödül kazanan Fatma Başoğlu, Suzy Hug Levy, Aydan Murtezaoğlu, Figen Uslu, Güler Kosovalı ve Beyhan Selçuk’tan oluşan grup ve Ayfer Kalsın konuk sanatçı olarak katılırlar. [59]

Günümüz Sanatçıları 19. İstanbul Sergisi, 17 Ekim-6 Kasım 1998 tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde açılır. Ali Akay, Yalçın Sadak, Nilgün Özayten, Hasan Bülent Kahraman ve Ahu Antmen’den oluşan seçici kurul, sergiye başvuran 134 yapıttan 31’ini sergilemeye, Betül Merkan, Yasemin Erengezgin ve Zeliha Burtek’in çalışmalarını da ödüle değer bulur. [60]

20. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, 3-20 Nisan 2000 tarihleri arasında İstanbul Maya Plastik Sanatlar Merkezi’nde düzenlenir. Sponsorluğunu Garanti Bankası’nın üstlendiği serginin koordinasyonu Resim ve Heykel Müzeleri Derneği, Sevil Deniz ve Leyla Tevfikoğlu, düzenlemesi ise Atölye MD tarafından yapılır. Ayşe Erkmen, Vasıf Kortun, Hasan Bülent Kahraman, Cengiz Kabaoğlu ve Necmi Sönmez’in seçici kurulunu oluşturduğu sergide ödüllerin bu yıl sunulan işe değil, sanatçıya verilmesine oy birliğiyle karar verilir. Buna göre, 480 yapıt arasından yapılan iki eleme sonucunda Başarı Ödülleri’ni Şinasi Güneş, Derya Altınel, Kurucu Koçanoğlu ve Burcu Arısoy, Garanti Ödülü’nü ise Füruzan Erkuş kazanır. [61] Günümüz Sanatçıları Sergisi’nin 20 yılı geride bırakması nedeniyle, daha önceki sergilerden seçmelerin yer aldığı bir Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi Retrospektifi düzenlenir ve yayımlanan sergi kataloğunda da önceki sergilerin tarihçeleri sunulur. [62]

Resim ve Heykel Müzeleri Derneği’nin Kurucu Başkanı İsmail Tunalı, sergi kataloğundaki önsözünde, serginin artık kurumsallaşmış kimliğiyle Türkiye’deki sanat yaşamında sağlam yerini almış bulunduğunu ve serginin bu kimliğiyle, ancak devlet sergileriyle karşılaştırılabilir bir değer kazandığını belirtmektedir. [63] Resim ve Heykel Müzeleri Derneği de serginin kurumsallaşması konusunda hemfikirdir ve bu serginin devamlılığını iki nedenle ilişkilendirirler. Bunlardan biri, seçici kurulların kalitesi, ikincisi de serginin kavramsal dayanağının sağlamlığıdır. Katalog yazısında bunu şöyle vurgularlar: “Serginin kavramsal dayanağına gelince, sanatta güncelliğin sürekli yeniden kurgulanmayı bekleyen bir sorun olduğu hesaba katıldığında, Günümüz Sanatçıları deyiminin, devamlılık açısından ne denli avantajlı bir belirleme olduğu kolayca anlaşılır. Bu avantaj, sergimizi zaman içinde anlam aşımına uğramaktan korumuş ve korumaya devam edecektir.” [64]

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’ni değerlendiren ve aynı zamanda 20. serginin seçici kurulunda yer alan Vasıf Kortun ise, serginin kendini zamana, günümüze uyarlaması gerektiği düşüncesindedir ve Kortun bu düşüncelerini şöyle dile getirir: “Jürili sergi tarihinden ayrılmayacak olan iktidar göstergesi, iktidar adına yapılan denetleme de hoşuma gitmiyor. Bu olsa olsa sivilleşmenin belli bir denetim içinde oluştuğu demokratik olmayan bir evrene tekabül ediyor. Jürili sergilerin tarihinde devlet ya da yüce bir kurum adına yapılan sansür vardır-jürilerin asıl vazifesi seçmek değil, dışarıda bırakmaktır ama kıstasları muğlaktır- iktidara yakın olan seçilir. Türkiye’de jürili, ödüllü sergilerden geçilmiyor, ama anlamlı grup sergileri neredeyse yok denecek kadar az.” [65] Kortun, küratörlü sergilerin ya da kendi deyimiyle anlamlı grup sergilerinin azlığından şikâyet ederken haklıdır zira Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri, İstanbul sanat ortamının temeline oturması ve kendini günden güne yenilemesi gereken bir sergidir ancak belirli kalıpların-ki bu kalıpların başında da jüri sistemi gelmektedir- dışına iki-üç sergi dışında çıkamamıştır.

21. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, 25 Ekim-10 Kasım 2001 tarihleri arasında, Beral Madra’nın küratörlüğünde “İmaja Güveniyoruz” başlığıyla ve 36 sanatçının katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde açılır. [66] 21. Serginin ana sponsorluğunu, ilerleyen yıllarda sergiye ev sahipliği de yapacak olan Akbank üstlenir. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, bu sergiye kadar seçici kurul tarafından yarışmalı bir sergi olarak yürütülmekteyken, 21. serginin küratörlü ve kavramı önceden belirlenmiş bir sergi olması, serginin kendi içinde bir dönüşüm geçirdiğinin göstergesidir. Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Başkanı Leyla Belli, katalog yazısında bu yeniliği şöyle değerlendirir: Nicedir sergi düzenlemede, seçici kurullar karşısında küratörlük kurumu ciddi bir ağırlık oluşturmuş ve bu durum ülkemizde de güncellik kazanmıştır. Amacı güncel gelişmenin nabzını tutmak olan bu serginin bu gerçeği yok sayması, kendi misyonuna ters düşmesi demek olurdu. Bu gerekliliği yerine getirirken, sürekli sergiler geleneğinde de bir ilki gerçekleştirmiş olduk. (…) Bu sene herhangi bir jüri oluşturmadığımız halde ödül verme geleneğini de tümden kaldırmadık. Geniş bir sanatsever topluluğundan oluşan bir çeşit “halk jürisi”nden sergilenen eserler arasında bir beğeni sıralaması yapmalarını istedik. Bu sıralamaya göre Başir Borlakov, Sefer Memişoğlu, Memed Erdener, Burak Delier, Yasemin Özcan Kaya ve Yuan Shun’un çalışmaları en beğenilen eserler oldu.” [67]

Resim ve Heykel Müzeleri Derneği, hazırladıkları basın bülteninde, serginin bir kuşak sorununu dile getirdiğini ve araştırmacı bir işlev taşıdığını vurgular ve Derneğin geniş bir sanatçı grubuna bu olanağı hazırlamasının bir nedeninin de, imge egemenliğinin 7. Uluslararası İstanbul Bienali sırasında gündeme getirilerek konunun farklı boyutlarının sorgulanmasının gerekliliğine inanması olduğunu dile getirir. [68]

Serginin küratörü Beral Madra, sergi için bu başlığı seçme nedenini açıklarken, başlığın, itiraf, saptama, itiraf ettikten sonra başka bir seçeneğin bulunup bulunmadığını sorgulama ve kaçış, teslim olma gibi çelişkili anlamları bünyesinde barındırmasından yola çıktığını açıklar. Ancak Madra’ya göre, daha derinlere inildiğinde, kendisinin 1998-2000 yılları arasında gerçekleştirdiği Borusan Sanat Galerisi’ndeki Yeni Öneriler/Yeni Önermeler Sergisi’nde tecrübe ettiği gibi, 1980 sonrasının Türkiye’sinde siyasal, ekonomik, kültürel bunalımlar, çelişkiler ve sorunları yaşayan genç kuşağın sanat ortamındaki yeri ve 11 Eylül 2001 tarihinde New York’taki İkiz Kuleler’in yıkımından kalan imajlar, bu serginin “İmaja Güveniyoruz” başlığının oluşmasında temel etkenler olmuştur.

21. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nin, bu sergilerin tarihinde ilk kez küratörlü ve kavramlı bir biçimde düzenlenmesi, beraberinde bazı eleştirileri de getirmiştir. Sergiyi eleştirenlerin başında, o yıllar itibariyle bir kutuplaşmaya, kuru bir muhalefete önderlik eden Sanat Çevresi Dergisi genel yayın yönetmeni Hamit Kınaytürk ve ekibi olur. Hamit Kınaytürk’ün “Yoksa Siz Hala Babaannenizden Kalma “Küratör”leri mi Kullanıyorsunuz?” [69] yazısını, derginin aynı sayısında yer alan Ümit Gezgin’in “21. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi: “İmaja Güveniyoruz” [70] başlıklı yazısı izler ve her iki yazıda da sergi yerden yere vurulurcasına eleştirilir.

22. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, 26 Haziran-26 Temmuz 2003 tarihleri arasında Aksanat’ta açılır. Sergide, bu yıl yine bir yenilik denenerek uluslararası bir seçici kurulla çalışılmıştır. Necmi Sönmez, Hiromi Hanzawa ve Alain Katz’den oluşan bu seçici kurul, Derya Altınel’in “Lunapark’ta Empati” adlı çalışmasını, Ragıp Basmazölmez’in “Yoz Duruş” adlı düzenlemesini ve Yıldız Şermet’in “Kerpiç Kayıklar” adlı düzenlemesini Başarı Ödülü’ne, Nurdan Karasu Gökçe’nin “Pleksi” adlı düzenlemesini de Akbank Özel Ödülü’ne değer görmüştür. [71] 22. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nde seçici kurulun uluslararası bir nitelik kazanması, sergiye bir ivme kazandırmamış aksine kavramlı bir sergiden sonra yine seçici kurullu bir serginin ve ödül sisteminin geri gelmesiyle sergi bir adım gerilemiştir.

23. Uluslararası Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, 24 Haziran-30 Temmuz 2004 tarihleri arasında Aksanat’ta gerçekleşir. Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Başkanı Leyla Belli, sergideki değişikliği şöyle açıklar: “Önceki yıllarda günceli belirlemede küratörlerin etkinlik gücünü göz önüne alarak seçimi bir küratöre teslim etmiştik. Geçen yıl da sanatsal aktivitenin sınır kabul etmez doğasını esas alarak uluslararası bir kurulla çalışmayı tercih etmiştik. Bu yıl da aynı yoldayız, yalnız bir farkla: Bu yılki seçiciler aynı zamanda küratör kimlikleriyle de serginin katılım koşullarını belirlemişlerdir. Böylece seçici kurulla küratörlük kurumu, belki de bir ilk olarak aynı bünyede işlerlik kazanmış oldu.” [72] Adından da anlaşıldığı gibi, sergi artık “Uluslararası Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi” adıyla anılmaya başlamıştır; ancak bu durum da fazla uzun sürmeyecek, 24. sergi itibariyle adındaki “uluslararası” sözcüğü kalkacak ve sergi tek seçicili bir sisteme geri dönecektir.

23. Uluslararası Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nin jüri üyeleri/küratörleri Anton Lederer, Başak Şenova ve Eyal Danon’dur. Jüri üyeleri/küratörler sergide sanatçı seçimi konusundaki kriterleri konusunda şöyle bir ipucu verirler: “Söz konusu yeni düzenin bir parçası olarak, sanatçıların, yeni araştırma alanlarını, iletişim, küreselleşme, etkileşime dair sorular/sorgular oluşturmalıdır.” [73] Küratörler, serginin tasarımı ve tema seçimi konusunda da şu görüştedirler: “Küratörler olarak, sergiye kendi görüşlerimizi empoze etmek ya da takip edilmesi gereken tematik bir yön vermek yerine, bir şebeke yapısı üzerinden birçok yöntemi, bakış açısını ve yaklaşımı bir arada göstermek istedik. (…) Serginin yapısı her ne kadar şebeke prensiplerini takip ve taklit ediyor olsa da, seçilen işler mekanik olarak kent kültürü, hareket ve öyküleme gibi ana tema oluşumları etrafında senkronize oldular.” [74] Jüri, sergiye katılan sanatçılardan [75] Evrensel Belgin’i “Anti-pop.com” adlı çalışmasıyla, Berat Işık’ı “Eyes Wide Shut”, “Pyscho” ve “Dancer in the Dark” adlı videolarıyla, Bengisu Bayrak’ı “Fast-İman” adlı belgesel videosuyla, Banu Taylan’ı “Sinekliler” adlı mekân yerleştirmesi ve anlatısıyla Başarı Ödülü’ne, Can Türkinan’ı da “Sinekliler” ve tüm sergi için gerçekleştirdiği ses tasarımıyla Jüri Özel Ödülü’ne değer bulmuş; Akbank Özel Ödülü ise, Özgür Özlem Sulak’a verilmiştir. [76] Sergi, İstanbul sorasında Diyarbakır’a da taşınmıştır.

23. Uluslararası Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nde dikkati çeken, serginin adının “uluslararasılık”ı içermesine karşın, serginin içeriğinin uluslararası nitelikten yoksun oluşudur. Bu durum anlaşılmış olmalıdır ki, bir sonraki sergide bu durum ortadan kalkmış ve sergi yine “Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi” adıyla anılmaya başlanmıştır.

18 Haziran-28 Temmuz 2005 tarihleri arasında Aksanat’ta açılan 24. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, jüri açısından 23. serginin modelini sürdürür. Emre Baykal, Marcus Graf ve Suzanne van de Ven’den oluşan üç kişilik jüri/küratör ekibi başvuran sanatçılar arasından Volkan Aslan, Serkan Demir, Caner Girgin, Deniz Guliyeva, Uluç Ali Kılıç, Mehmet Ali Uysal ve Özlem Özdemir’in sergide yer almasına karar verir. [77] 24. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’ni bir önceki sergiden ayıran, jüri ekibinin sanatçılardan sadece hazır işlerini sergiye ödünç vermeleri yerine, bu sergi bağlamında üretim olanaklarına sahip olacakları yeni projeler önermelerini istemesi olur. 24. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi de, bir önceki yıl olduğu gibi Diyarbakır’a taşınmak istendiyse de, bu kez Diyarbakır sergisi gerçekleşmemiştir. [78]

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri’nin 21. sergi itibariyle bir model değişikliğine gitmesi, bir başka deyişle 21. sergide Beral Madra’nın, 22., 23. ve 24. sergide de üçlü küratör/jüri sisteminin uygulanması eleştirilere neden olur. Sergideki bu yapısal değişimi eleştirenlerden biri olan Ahu Antmen, serginin yıllarca Türkiye’deki sanat ortamına dair ipuçları veren, özellikle ilk on yılı düşünüldüğünde, dönemin genç ve orta kuşağı sayılabilecek sanatçılar aracılığıyla Türkiye sanat ortamının güncel bir panoramasının çıkmasına izin veren bir sergi olduğunu ancak serginin giderek öğrenci sergisi niteliğine büründüğünü dile getirerek, 24. sergide de üç küratöre karşılık yedi sanatçıya yer verilmesini eleştirir. [79]

25. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, 6-30 Temmuz 2006 tarihleri arasında Aksanat’ta açılır. Bu sergi itibariyle Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nde yine bir model değişimine gidilir ve üç küratör/jüri sisteminin yerine tek seçicili sistem gelir. Hasan Bülent Kahraman’ın seçiciliğini üstlendiği ve 24 sanatçının yapıtlarının yer aldığı sergide [80] ödül sistemine de geri dönülür. Bahar Arı, Bülent Bulduk ve Çınar Eşlek serginin Başarı Ödülü’nü kazanırken, Akbank Ödülü ise, Altuğ Katmer’e verilir.

25. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nin seçicisi Hasan Bülent Kahraman’a göre, sergi iki eksen üzerine kuruludur. Bunlardan biri, görselliğin sanallık ve hareketli görüntü düzeyinde ortaya çıktığı video sanatı; ikincisi ise, tuval resminin günümüz görselliği içerisinde yaşadığı sınırlılıktır. [81]

26. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi, 27 Haziran-28 Temmuz 2007 tarihleri arasında Aksanat’ta açılır. 25. sergide olduğu gibi, yine tek seçici sistemle işleyen 26. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nde Hasan Bülent Kahraman’ın seçiciliğinde 16 sanatçı 21 yapıtı ile yer almıştır. [82] Sergiye katılan sanatçılardan Ebru Adıyaman “Sonbahar”, “Sokak” ve “Gece” adlı tuvalleriyle Akbank Özel Ödülü’nü, Kerem Ozan Bayraktar “İsimsiz” videosuyla, Burcunur Şanal “Taşınma” adlı yerleştirmesiyle, Mehmet Vanlıoğlu “Çöpler” adlı videosuyla, Bahadır Y. Yıldız “N1: N2: N3:” adlı çalışmasıyla Başarı Ödülü’nü kazanmıştır.

26. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nin seçicisi olan Hasan Bülent Kahraman, serginin gençlere dönük bir sergi oluşunu ve dolayısıyla geleceği içerdiğini dile getirse de [83], serginin giderek bir öğrenci sergisi niteliğine büründüğünü ve günümüz sanatını temsil etmekten uzaklaştığı belirtilmelidir.

Özetle, Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri, Türkiye’deki sanat ortamının gündemini ortaya koymak, düzenlenmeye başlandığı İstanbul Resim Heykel Müzesi koleksiyonuna yapıt kazandırmak gibi iyi niyetli bir girişim olarak işe başladıysa da, sergi, bugünkü haliyle günümüz sanatının dinamiklerini, günümüz sanatçısının yaratıcılığını ortaya koymaktan uzak bir hale bürünmüş ve daha ziyade bir öğrenci sergisi olma durumuna gelmiştir.

Hiç yorum yok:

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİNDE SERGİ''parçalanmalar''

PARÇALANMALAR.

HİLMİ SEÇKİN.

................................. İmge ; modern süreçlerde temsil ettiğinin rolünü üstlenirken iktidar olma şansını da elinde tutar. Zaman olgusunun kıskacında amaç bütüne yaklaşmaktır. İmgenin dolaşımını irdelemek bir yapıt hakkındaki ip uçlarını ele geçirmemize yarayacaktır.

Öncelikli olarak imge; kendi dışında bir şeyin suretidir ve kendi dışında bir şeyi imlediği anda başka bir şeyi de temsil eder.Kavranılma anında da kendi ile görüneni terk eder. İmge; kendinde temsilin vucut bulmasına ,tanımlanmasına izin vermez. Benzeşim üzerine kurulmuştur.Sanatçının algılama biçim değerleri; yarattıkları boşlukta ne öncesine ne de sonrası bir gerçekliğe şans tanır. Büyü ; o anki boşlukta salınan imgenin zamansız ve mekansızlık ilişkisinin kendini izleyenin bilinç dışında tanımlanmasında oluşur.

Çetin Bilgin’in resimleri şiirsel kurgu ve imgeler üzerine ucu açık tasarımlardır. Resimlerinin anahtar kavramlarından birini de ‘’parçalanma olgusu ‘’ oluşturur.

Paramparça ile start alan parçaların bir araya gelişleri bir bütün olma kaygısı yerine yeniden parçalanma heyecanı ile ihtiyaçları kadar örtüşürler.Yıkım ,kendilerini imha,her zaman parçaların bir birleriyle örtüşmesini amaçlar gibidir .Parçalar yeni bir form kaygısıyla var olabilirlik ihtimaline rağmen ‘’bütün’’ ilişkisini sadece sürpriz geçişlerin yaratılma sürecinde var ederler . Parçalanmalar yeni bir bütünü oluşturmaya veya yeni bir formu somutlaştırmaya çalışmazlar. Parça ve bütün ilişkisinde amaç ortadan kaldırılmıştır. Ucu açık ve her an geri çekilebilir bir ilişkiyi tanımlarlar. İç içe girmiş parçalar bir‘’söylemde’’ bütünler ve yeni bir parçalanmanın ip uçlarını da ele vermekten kaçınmazlar.

Resme başlarkan başından beri var olan parçalanmalar ortada başıboş dolaşan parçalardan bir bütün oldurma kaygısı taşımaz onlara içsel mantığıyla haraket yetisi sağlarlar.Parçalar birbirleri ile sarmalanırken ,birbirlerine boşlukta düşüşün ölüm dokunuşları hakkını tanırlar. Kendi algılama serüveninde ele geçirdiği parçalanmaların birbirlerine geçiş sürelerinde hayat hakkı tanır daha önce köprülerle bir aradalığı oluşturan birliktelikler de yeniden parçalanarak tekrar start aldıkları noktaya gelirler.Sonuç sonsuz önermeler.Bitmemişlik , bir yeniden yaratım olgusuyla gerçekleşir.Parçaların birleşme ve ayrışma serüveninde iktidar olma şansları yoktur.

Bu doğurganlık Çetin Bilgin’e sürekli bir üretim olanağı sunarken doyumsuzluğu da beraberinde getirir.Çetin Bilgin eline geçirdiği kendi kaleydeskopunun sonsuz önermeleri ile yarış içindedir………………………………………………………………………………………